17 Şubat 2009 Salı

Seni İstiyorum...Şimdi !

Seni İstiyorum, Şimdi!
Hiçbir duygumu ertelemedim ben. Yaşayacağım hiçbir şeyi sonraya bırakmadım. Sonra diye bir şeyin olmadığını biliyorum çünkü. Hep yarına dair hayaller kurmak, gelmesi mümkün olmayacak zamanları beklemek benim işim değil.
Aşk zamana meydan okur; ama, sen karşı koyamazsın ona. Orada durup öylece bekleyemezsin geleceği. Bir adım atmalısın, bir el uzatmalısın aşka doğru.
Aşkın anahtarı cesaret değil mi yar? Cesur olmak gerekmez mi bir sevdayı yaşamak, büyütmek için?
Kaç gece geçti hesaplasana…Kaç gece bir sonraki günü düşünerek geçti. Neler yapabilirdik, neler yaşayabilirdik düşünsene…
Her sabahı birlikte karşılamak vardı seninle. Sevişmekten yorgun düşmüş bedenini öpücüklerle yeni güne hazırlayabilirdim. Gözünü açar açmaz ilk gördüğün şey ben olurdum ve sen benim yüzümde mutluluğu görürdün.
Bu kentin sokaklarında el ele dolaşabilirdik. Girmediğimiz sokak kalmazdı. Bakışlara aldırmadan sokağın ortasında sarılıp öpebilirdim seni.
Bir şarkıyı sözlerini bilmesek bile bağıra çağıra söyleyebilirdik. Sonra bir filme gider, bir kitap okur, bir martının bir lokma simit kapabilmek için vapurların peşinden bıkmadan uçuşunu izleyebilirdik.
Paylaştığımız her anı, beynimize bir daha çıkmamak üzere kazınırdı. Özlerdik birbirimizi delicesine. Bir saati yalnız geçirsek, bir sonraki saati iki saatlik yaşardık, arayı kapayalım diye.
Peki biz ne yaptık? Aşkı bir bekleyişin sırtına yükleyip ona sadece uzaktan bakmakla yetindik. Her an aşkı yaşamak varken, her gün birbirimizi yeniden keşfetmek varken, bu yolda birer kâşif olmak varken sürgünleri yaşamaya mahkûm ettik birbirimizi.
Bu sürgünlüğe son vermenin zamanı geldi artık. Sana huzur vaat etmiyorum. Aşkta huzur arayan yanılır. Ben tutkunun, en koyu sevdanın sözcüsüyüm. Onlar adına konuşuyorum. Yarını olmayan zamanlarda erimek adına konuşuyorum.
Gözlerinin içine bakıp “Seni Seviyorum” demek istiyorum. Aşkın akışına kapılıp hiçbir kaygı duymadan gidebildiğim yere kadar gitmek istiyorum. Kokunu içime çekmek, teninin sıcaklığı ile irkilmek istiyorum. Yaşama senin adınla anlam katmak, mutluluğu bulmak ve bir daha kaybetmemek istiyorum.
Seni istiyorum ey yar, canıma bir can daha katmak için, daha mavi bir deniz, daha mavi bir gökyüzü, daha mavi bir sevda için.
Seni istiyorum, yarın, öbür gün, öbür hafta, öbür ay, öbür yıl değil….Şimdi!


Mehmet Coşkundeniz ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder




Sen boşver onları uç gönlünce
Onların hiç kanatları olmadı ki...
Sen boşver onları uç kendin gibi kelebek gibi...
Onların ruhu böyle rengarenk değil saf ve tertemiz.

Kelebek..kelebekk..sen uç hep gönlünce...Kelebek kelebekk..sen uç hep gönlünce...

Şimdilik tek isteğim bu ..

Umutlarımı, hayallerimi, rengarenk düşlerimi koskoca bir bavula doldurup gökyüzünde akıp giden bulutların üstüne çıkarak kaybolmak istiyorum.

İstediğim hayatların yaşanıldığı yerlere geldiğimde ise yağmur olup içlerine yağmak...

Şimdilik tek isteğim bu...




Hakkımda

Fotoğrafım
Yüzme bilmeden, Daha deniz görmeden, Hiç güneşte yanmadan.. Şimdi ölmek istemem bir kalbi sarmadan Aşkı tatmadan daha, Onla sarhoş olmadan, Hiç sevişmeden daha, Şimdi ölmek istemem daha hiç gülmeden Çoban yıldızı Sen benle kal, çoban yıldızı Hep benle kal, çoban yıldızı Zamanın varsa Ben hiç kimsem olmadan Tepeden tırnağa ona hiç sarılmadan Şimdi ölmek istemem kalbine dokunmadan Hadi al götür beni hala benimmişler gibi Evime yurduma Taze meyve tatları yağmurlarında Çoban yıldızı Sen benle kal, çoban yıldızı Hep benle kal, çoban yıldızı Zamanın varsa, az daha...

İzleyiciler


bla bla bla... (:

bla bla bla... (: