31 Mayıs 2009 Pazar

Tanrı'nın Elleri...


Rüzgar eserken yapraklar dökülür

O berrak yüzünden bir damla süzülür

Bu ayrılık, bu ayrılık kalbindeki en büyük yaradır artık.

Ve güneş batarken, çocuklar uyurken

Baş uçumda bekleyen yorgun bir melektir

Ve her gece sabret diye Saçlarımda dolaşan tanrının elleridir.

Ne büyük ne derin ne siyah ne keskin

Ayrılık gibi o kırılgan gözlerinUnutma, unutma dikecek yırtılan geceyi sabaha

Ne büyük ne beyaz ne eşsiz ne duru

Hep sarılıp sarıyor üşüyen ruhumu

Bırakma, bırakma elimi düşerim karanlığa

Bir melek işliyor ismini ince bir dantel gibi kalbime

Hissediyorum kaderimin üstünde gezinen yumuşak uçlu parmaklarını

Küçük bir kum parçası karışıyor denize uzakta bir yerde

Ve gözyaşların değiyor avuçlarıma

Ağlama..

Cem Adrian .. (:

3 yorum:




Sen boşver onları uç gönlünce
Onların hiç kanatları olmadı ki...
Sen boşver onları uç kendin gibi kelebek gibi...
Onların ruhu böyle rengarenk değil saf ve tertemiz.

Kelebek..kelebekk..sen uç hep gönlünce...Kelebek kelebekk..sen uç hep gönlünce...

Şimdilik tek isteğim bu ..

Umutlarımı, hayallerimi, rengarenk düşlerimi koskoca bir bavula doldurup gökyüzünde akıp giden bulutların üstüne çıkarak kaybolmak istiyorum.

İstediğim hayatların yaşanıldığı yerlere geldiğimde ise yağmur olup içlerine yağmak...

Şimdilik tek isteğim bu...




Hakkımda

Fotoğrafım
Yüzme bilmeden, Daha deniz görmeden, Hiç güneşte yanmadan.. Şimdi ölmek istemem bir kalbi sarmadan Aşkı tatmadan daha, Onla sarhoş olmadan, Hiç sevişmeden daha, Şimdi ölmek istemem daha hiç gülmeden Çoban yıldızı Sen benle kal, çoban yıldızı Hep benle kal, çoban yıldızı Zamanın varsa Ben hiç kimsem olmadan Tepeden tırnağa ona hiç sarılmadan Şimdi ölmek istemem kalbine dokunmadan Hadi al götür beni hala benimmişler gibi Evime yurduma Taze meyve tatları yağmurlarında Çoban yıldızı Sen benle kal, çoban yıldızı Hep benle kal, çoban yıldızı Zamanın varsa, az daha...

İzleyiciler


bla bla bla... (:

bla bla bla... (: